Yeniçağ Gazetesi’nin bugünkü manşeti…
Gazetemizi okumak için tıklayınız…
KAYIT DIŞI ÜRÜNLER PATLADI: NE YEDİĞİMİZİ BİLMİYORUZ
Dar kadro nedeniyle piyasada yeterli dene- tim yapılmıyor. İçeriği meçhul ürünlerle, tüketenler aldatılıyor. At etinin ‘dana eti’ diye, köfte ve kebapta kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, piyasada taklit ve tağşiş ürünlerinin artışına dikkat çekerek, “Ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz” dedi. Gürer, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumak’ın göreve geldiğinden beri taklit ve tağşiş ürünleri piyasaya sürenlerle ilgili açıklama yapmamasına da tepki gösterdi. Gürer, “Ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz. Belediyelerin elinden yetki alındıktan sonra Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kaydolan bu denetimler için yeterli değil, işimiz ihbara kaldı. Önceki bakanlar, 2010 yılında çıkarılmış olan yönetmelikle düzenlenen, en azından hileli, taklit, tağşiş ürünleri satanları teşhir ediyordu, bu teşhir de ortadan kalktı” ifadelerini kullandı.
Kayıt dışına da işaret ettiği konuşmasında, bazı gıda ürünlerinin içeriğindeki sorunlara da değinen Gürer, “Dar denetim kadrosuyla yeterli denetim yapılmıyor, kayıt dışı patladı ve içerik olarak da içindeki ürünlerle, tüketenler aldatılıyor. Bakanız, at etinin, tek tırnaklı hayvanların etinin “dana eti’ diye, kimi köftede, kimi kebapta kullanımı yaygınlaştı, bununla ilgili geçmiş açıklamalara bakarsanız bunun doğruluğunu görmüş olursunuz. Alkolsüz içeceklerde ilaç etken maddesi, hileli bal, bitki çayının içinde boya, zeytinyağının içinde tohum yağları; çikolata, enerji içecekleri ve takviye edici gıdalarda ilaç etken maddeleri yer alıyor. İşin düşündürücü ve acı olanı şu: ‘Limonata, çocukların aktivite bozukluğuna neden olur’ diye etiketine yazılıyor ama çocuklarımızın onu tüketmesinin önüne geçilmiyor” dedi. Gürer, sözlerine şöyle devam etti: “Gıda olayında portör muayenesi ve akciğer filmi daha önce belediyelerin kontrolündeydi. Kayıt dışı eleman çalıştıranların bu kont- rolleri yaptırmaması insan sağlığı açısından önemli risktir. Onun için, gıdayla ilgili denetimlerin sıklaştırılmasıyla işini doğru yapan esnaf hak ettiği değeri bulurken. Hileli ürünleri, taklit, tağşiş ürünleri piyasa sunanların da buradan ayıklanması gerekir. İlaç takviyeleri dâhil, gıda takviyeleri dahil, bunlarla ilgili Avrupa Birliği normlarından söz ediliyor ama Türkiye’de üretilen ürünlerin içerik açısından sorunlu olduğu bir gerçek. Süt olmayan peyniri yiyoruz. Bitkisel yağ, kemik unu ve nişastayla üretilen peynir pi- yasaya sunuluyor. Neden? Tüketiciler, ekonomik kriz nedeniyle artan fiyatlardan dolayı uygun fiyata ürün arıyor. Bunun da hilesini yapanlar, denetim dışı kalıyor. Tarım ve Orman Bakanlığının şikâyete dayalı ya da davul zurnayla gidip denetim yapması yerine, belediyelerin yetkileri bir an önce artırılmalı ve bu konuda taklit, tağşiş, hileli ürün satanların canına okunmalı çünkü hepimizin sağlığı risk altındadır. Onun için, toplumda yaygınlaşan bazı hastalıklar dahil, hileli ürünlerin, taklit, tağşiş ürünlerin hem paramıza hem de sağlığımıza olan olumsuz etkileri dikkate alınmalıdır.” Esen Yılmaz