TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Bayramoğlu, Dünya Çiftçiler Günü için yaptığı açıklamada, “Bugün her türlü gıda ürününe ulaşabiliyorsak ve karnımız doyuyorsa, bunu ülkemiz ve tüm dünya çiftçilerine borçlu olduğumuzu biliyoruz.
Bu vesile ile değerli çiftçilerimize bir kez daha şükran duygularımızı belirtirken, Dünya Çiftçiler Gününü kutluyoruz” dedi. “Çiftçilerimizin yaptığı işi takdir ederken, son derece güç şartlarda üretim yaptıklarının da bilincindeyiz” diyerek devam eden Gökhan Bayramoğlu, market ile tarla bahçe fiyatları arasındaki olağanüstü farktan dolayı çiftçilerimiz hak ettikleri gelire kavuşamadıklarını söyledi.
“Tarım tüm dünyada destekleniyor”
Çiftçilerin tarım gibi her açıdan zor bir işle uğraştıklarını hatırlatan Bayramoğlu, “Tarımın doğa koşullarına bağımlılığı, dolayısıyla risk ve belirsizliğin fazla olması, iklim değişikliğinden fazlaca etkilenmesi, tarım ürünlerine ilişkin arz ve talep esnekliğinin düşüklüğü, tarımsal üretim dönemlerinin diğer sektörlere kıyasla daha uzun olması ve belirli zamanlarda yoğunlaşması, tarımsal ürünlerin korunup saklanmalarının ancak belirli ürünlerde, belirli şartlarda ve zaman içinde yapılabilmesi, tarımsal faaliyetlerden sağlanan gelirlerin diğer sektörlere göre düşük olması nedeniyle tüm dünyada desteklenmektedir” dedi.
“Tarla tarımı desteklemelerle ayakta kalabiliyor”
Devlet desteğinin dünya genelinde tarımı etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu kaydeden Gökhan Bayramoğlu, “Çiftçiliğin kazancı az ve zor bir meslek olması, değişen yaşam tarzları, kırsal alandaki sosyal imkânların kısıtlı olması nedeniyle tarımsal nüfus tüm dünyada giderek azalıyor.
Bu yüzden dünya genelinde kamu kurumları gıda güvenliğini temin etmek, bu kapsamda kırsal alanda yaşamın devam ettirilmesi, tarımın daha cazip, daha karlı bir hale getirmek üzere düşük faiz oranları, piyasa müdahale alımları, doğrudan destekler ve diğer cazip imkânlar sunuluyor” şeklinde konuştu. Diğer yandan tarım kendi içinde de dengesiz bir gelir dağılımına sahip olduğunu hatırlatan Gökhan Bayramoğlu, “FAO verilerine göre dünyada yaklaşık yüzde 17’lik bir alanda yapılan meyve ve sebze üretiminde toplam tarımsal gelirin yüzde 54’ü sağlanmaktadır.
Toplam tarım alanlarının yüzde 83’lük bir kısmını temsil eden tarla tarımında ise toplam gelirden sadece yüzde 46 pay alınabilmektedir. Oranlar biraz farklı olsa da sonuçlar Türkiye ile benzerlik göstermektedir. Buna göre çok daha dar bir alanda çok daha yüksek bir gelir söz konusu. Bu yüzden tarla tarımı ve özellikle kuru tarım, desteklemelerle ayakta kalabilmektedir” dedi.
“Mevcut alanların rantabl kullanılması önemli”
Tarla tarımının sosyo-ekonomik öneminin, verimin önemini artırdığına değinen Gökhan Bayramoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha fazla üretim, daha fazla üretim alanı ve mevcut alanlardan daha fazla verim alınması ile mümkün.
Bu yüzden daha fazla teknoloji kullanımı, daha doğru üretim planlaması ve destekleme modelleri ile mevcut alanların rantabl kullanılması önemli. Bu noktada üreticiyi ve ekosistemi daha rekabetçi kılacak teşvik ve destek mekanizmalarının oluşturulması şart. Örneğin geçimlik ürün üreten, biraz da artıran ve satan çiftçilerle, büyük ölçekteki tarımsal işletmeler için farklı politikalar ve destekleme modelleri üretilmeli.”
“Yerli tarım makinelerinin tercih edilmesi özendirilmeli”
Hibe destekler gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halen uygulanan bir mekanizma olduğunu ekleyen Gökhan Bayramoğlu, “Ülkemiz için de ‘düzenleyici etki ve sonuç analizi’ yapılarak kurgulanabilecek bir destekleme modeli olabilir. Ama bu programın başta değişken oranlı tarım makineleri, tarım robotları gibi akıllı tarım makineleri olmak üzere yüksek teknoloji içeren tarım makineleri için kurgulanması hususu öncelikle değerlendirilmeli. Program kapsamında araç bedelinin bir bölümü hibe olarak desteklenebilir ve bakiye kısım için ise uzun vadeli faizsiz kredi kullandırılabilir. Bu özel destek programında yerli tarım makinelerinin tercih edilmesi için yerli makine alımında daha fazla hibe ve vade gibi gerekli tedbirler alınmalı” dedi.