Duruşmada yapı denetim firmasının yetkilileri statik sorumlusunu, müteahhit H.Ç. ise zemin etüdü raporunu ve depremin büyüklüğünü suçladı. Hiçbir sanık suçlamayı kabul etmezken H.Ç’nin “Ben ikinci depremi 15 ay hapiste kalarak yaşadım. Eğer tahliye edilip de işlerimin başına geçmezsem maddi kaybım olacak ve üçüncü depremi yaşayacağım” sözleri tepki çekti.
H.Ç’nin “Tek suçum bilmediğim bölgeye yatırım yapmak, aylardır gün yüzü göremiyorum” ifadelerine kayıp yakınları “Allah gün yüzü göstermesin” diyerek karşılık verdi. Mahkeme ara kararında, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Karar sonrası Cumhuriyet’e konuşan kayıp yakını avukatı Hasan Can Erdem şunları söyledi: “Müteahhit H.Ç’nin kendi sorumluluğundan sıyrılmak için suçu zemin etüdü ve zemin sıvılaşmasına attığını görüyoruz. Oysa kendi aldırdıkları bilirkişi raporunda bile ‘Zeminde sıvılaşma olsa bile bu yıkıma neden olmaz’ ibaresi bulunuyor. Tanıklara da söylenmesini istediklerini ezberlettiklerini anlıyoruz. Talebimizi yineliyoruz: Yargılama olası kasttan yürütülüp tüm kamu personeli dosyaya dahil edilsin.